Yapay Zekâ – Skynet
Söz konusu yapay zekâ veya robot olduğunda akla ilk gelen Skynet’tir. Ya da Terminator (yokedici) filmini izleyip sonra da üstüne düşmeyen genel kitle için Terminator gelir akla sadece. Çocukluğumun güzel filmiydi.
Özellikle 2. filmi Judgment Day (Kıyamet Günü) başyapıtlar arasında diyebiliriz. Kaç defa izlediğimi hatırlamıyorum. Birçok kişinin bildiğinin aksine Terminator filmi dışında bir sürü kitapları var. Konumuza dönelim. Her yazılımcının belki de bir kere aklından geçmiştir. Yapay zekâyı yazabilmek. Ben de şu an yeni yeni web programlamaya girdiğim halde bu düşünceye sahibim. Fakat ben daha gerçekçiyim ve yapay zekânın şu anki teknolojide imkânsız olduğunu biliyorum. Sebebini açıklayacağım.
Öncelikle şunu belirtelim. Skynet, terminator, gelecekten gelen makineler (şu anki fizik yasalarına göre geçmişe gitmek imkânsız ve değişmez ise belli başlı şeyler gelecekte de imkânsız) hepimiz için bir bilim kurgu ve hayal ürünü gibi gelse de birisi için öyle değil. Yapay zekâ araştırmacısı Steve Omohundro yakın zamanda bir makale yayınladı. Ona göre bırakın bilim kurgu ya da hayal ürünü olmayı şu an bile yapay zekanın geliştiğini söylüyor.
Omohundro konuya otonom sistemlerin kaçınılmaz olduğundan bahsederek giriş yapmış. Bu otonom sistemler kendi kendine karar verebilen sistemlerdir. Uzağa gitmeyin böyle sistemler hayatımızda. Mesela büyük veri ile (bununla ilgili yazıma buradan ulaşabilirsiniz – GELECEĞİN TRENDİ BÜYÜK VERİ (BİG DATA) – ) hangi gün ne ile ilgilendiğinizi, neyi araştırdığınızı, ne satın alacağınızı, tatile gidecekseniz gitme niyetinizi bilen bir sistem var hazırda. Bunu bilen google ve facebook sistemleridir ki bu bilgilere göre size en uygun reklamları gösterebilirler. Mesela ben bir çok işimi yapabilmek için ufak bir tablet bilgisayar araştırması yaptım. Daha sonra her girdiğim sitede tablet bilgisayar reklamları çıkmaya başladı. Tabi ki şunu belirtmekte fayda var tarayıcımda google hesabım oturum açılmış durumdaydı. Siz de deneyebilirsiniz. Bunlarında dışında insansız hava uçakları ve şu anda geliştirmeleri yapılmakta olan ve gelecekte orduda yer almasını planladıkları robot askerler var. Ve bunlar otonom olacaklar yani karşısındaki insanı öldürüp öldürmemeye onlar karar verecekler. İnsanlar değil. Bu gerçek.
Omohundro şu şekilde devam ediyor. Bu otonom sistemler işi daha çabuk bitirebilmek için (burada bulut bilişim yani internet üzerindeki sistemlerden bahsediyor) daha fazla işlem gücü talebinde bulunacak ve bu işlem gücünü elde ettiğinde, işini bitirdiğinde sahip olduğu bu işlem gücünden vazgeçmek istemeyebilir ya da kapatılmayı istemeyebilir. Teoride bu mümkün. Ve böyle bir durumda kapatma tuşunuz da olmayacak.
Omohundro’ya göre gerçeklikte otonom sistemler işlemi daha hızlı bitirebilmek için kendi algoritmasının dışına çıkarak yeni teknikler, çözümlemeler üretebilir ve kendini geliştirebilir. Skynet gibi bir şeyin oluşmasını engellemek için de kendince bazı yöntemler sunmuş. Özelleştirilmiş donanımlar ile yani her yerde farklı temeller üzerinde çalışan donanımlar ile bu yapay zekânın kafayı yemesine mani olabilirmişiz. Ya da tüm otonom sistemleri denetleyen bir program yazabilirmişiz.
Şimdi işin gerçeğine gelelim. Ben yapay zekâ araştırmacısı değilim ama bu araştırmacı tamamen okunmuş olmak için mi nedir bilmiyorum gerçekçilikten uzaklaşmış. Onun dediği gibi otonom sistemlerini yapay zekâsı (bilişim dünyasında yapay zeka insan müdahelesi olmadan seçim yapabilen sistemler için kullanılıyor ama düşünebilen sistemler olmayabiliyor tabi) bu şekilde kararlar alabilmek ve araştırabilmek için öncelikle düşünebilmesi ve farklı bakış açılarına sahip olabilmesi gerekmektedir. Biliyoruz ki şu an hiç bir sistem böyle bir yeteneğe sahip değil. Bir şeyin geliştirilebilmesi için başka bir bakış açısından kontrol edilip eksiklikleri görülmesi gerekir ya da daha iyi bir yöntemi görülebilmelidir. Hiç bir sistem böyle bir yeteneğe sahip değil. Fakat kuantum bilgisayarlar ile bu gerçekleşebilir.
Buradan sonrasında hem kendi ön görülerim hem de bilgisayar sistemlerini nasıl çalıştığına dair bir bilgi yığını yer alacak.
İşlemci nasıl çalışır?
Tüm elektronik sistemler tek bir şeye bağlıdır. Elektriğin olup olmadığına. Tamam, vurmayın düşündüğünüz gibi değil. İşlemci milyarlarca transistörden oluşur. Bu transistörün üç bacağı vardır. Elektrik bir bacaktan girer ve diğer iki bacaktan birinden çıkar. Elektriğin geçtiği bacak 1 olur diğeri ise yani elektriğin geçmediği bacak ise 0. Yani bildiğiniz 0 ve 1 elektrik yok ve vardan ibarettir. Peki nasıl bu işlemler yapılıyor? Transistörler arasındaki elektriğin gidebildiği olasılıklar ile. Burada detaya inmeyeceğim ama bu şekilde birbirine bağlı 2 milyar transistör olduğunu düşünün. Elektriğin gidebileceği yol sayısı oldukça fazladır değil mi? İşte bu olasılık bilgisayarın bilgi işlem gücünün temelini oluşturur. Özellikle amd işlemci resimi koydum intelden uzak durun :)
Beynimiz nasıl çalışır?
Beynimiz de aslında farklı değildir biliyor musunuz? Sinir sistemimizde tamamen elektrik akışı vardır ve bir elektrik akımı sinapsın bir bacağından girer diğer olası 7-8 bacağından çıkar. Her şey bundan ibaret. Aslında daha detaya inersek sinapsı oluşturan atomlar arasında elektron akışı da diyebiliriz. Tercih sizin. Gerçeklikte aklın somut bir varlığı gösterilemez. Beyinde örnek verirsek dokunma, görme, konuşma gibi bölgeler biliniyor. Bu bilgi o aktiviteler sırasında beynin elektrik faaliyeti izlenerek öğrenildi. Ama o faliyetleri anlama yetisinin nasıl olduğu bilinmiyor. Burada benim teorim devreye giriyor. Benim diyorum çünkü kendi kendime ulaştığım bir sonuç. Henüz böyle bir araştırma ya da bilgi görmedim. Gören varsa bildirebilir bana :) …
Biyolojik Bilgisayarlar Beyin
Elbette bu terimi çokça duyduk ama farklı bir bakış açısından ilerleyeceğim. Bilgisayarların bilgi işlem gücünün transistörler arasında elektriğin var ya da yok olasılıkları olduğunu söylemiştik. Şimdi şöyle bir karşılaştırma yapalım. Şu an işlemcilerde en yüksek ortalama 4-5 milyar transistör vardır. Grafik işlem birimlerinde biraz daha fazla olabiliyor. Yetişkin bir insanın beyninde ortalama 1015 ile 5×1015 arası sinaps vardır. Ve her sinapsda 7-8 bacak var. İşlem gücünü tahmin edebiliyor musunuz? Benim düşünceme göre akıl somut bir şey değildir ve somut bir şeyde aranamaz. Ama metafizikçilerin iddia ettiği gibi metafizik bir olgu da değildir. Yetenektir. Beynimizin işlem gücünün doğurduğu yetenek. Tabi daha sonra aklıma eğer bundan ibaret ise mesela filin beyni daha büyük dolasıyla onun aklı bizden daha ileride olmaları gerekirdi. Fakat işin temeli o değil. Aslında beyin de bir otonom. Bizim bilincimiz dışında tüm vücudumuzu otomatik olarak kontrol ediyor, denetliyor ve emirler verip duruyor. Burada püf noktası beynin vücuda oranıdır. İnsan beyni vücudunun ağırlığına göre oranı en yüksek canlıdır. Yani diğer canlılarda beyin çoğunlukla otonom işler için uğraşırken bizim beynimiz bunun için haylice büyüktür. Artık aklın nerede diyenlere diyebileceğiniz mantıklı bir argüman var. Tabi sinapslar arasındaki bağlantı olasılığının sayısının evrendeki atom sayısından daha fazla olduğu sözü vardır ama doğruluğundan emin değilim. Hesaplamada ikisi de devasa ve ölçülemeyecek derecede fazla çıkıyor. Fakat eğer öyle ise böylesine yüksek olasılığın oluşturduğu insan aklı açıkcası bende hayal kırıklığı uyandırıyor.
Kuantum Bilgisayarlar ve Yapay Zekâ
Kuantum bilgisayarlar bizim bildiğimiz bilgisayarlardan çok farklı bir temel üzerine kuruludur. Kuantum bilgisayarlarda transistörler ve onların elektrik var yok durumu yerin atomlar ve bu atomların süperpozisyonları kullanılır. Nedir bu süperpozisyonlar? Atomların bildiğimiz atom sayısı, elektron ve proton gibi sayıları, kütlesi gibi özellikler dışında spin dediğimiz bir özelliği daha vardır. Bunu dönüş yönü olarak düşünebilirsiniz. Normalde parçacıklarda dönüş yönüdür ama atomda da aynısı mı şimdi emin olamadım. Atomlardaki 4 spin kullanılmış olur ve böylece eldeki olasılıklar artar. Normal bilgisayar sistemleri içerisinde bitler var iken kuantum bilgisayarlarda ise kübitler vardır. Ama asıl devrim burası değil. Kuantum mekaniğinin teknikleri kullanılarak atomun süperpozisyonda olması sağlanır. Yani aynı anda tüm yönlerde spine sahip olması. Yani olasılık dalgalarını kullanır. Aynı anda tüm yönlerdeki spinde olabilmenin verdiği güç inanılmazdır.Şu anda yanlış hatırlamıyorsam 4 kübitlik bir kuantum bilgisayar prototip olarak üretildi ve deneme amaçlı kullanılıyor.
Atomların bu süperpozisyon durumu kolay elde edilemiyor. -180 derece gibi soğukluklarda bu durum elde edilebiliyor ve bu yüzden de süperpozisyon durumu kalıcı sağlanamıyor. Ama elbet bunun bir çaresi de bulunacaktır. Fakat değinmek istediğim asıl nokta kuantum bilgisayarların böylesine devasa işlem gücü ile belki de bizden bile daha üstün bir yapay zekanın temellerini atabileceğidir. O durumda bizi kim koruyacak? Ya da korunmaya değer miyiz?
İlgilenirseniz beynin asıl işleviyle ilgili birşeyler iletebilirim. Sizin yazınızdan 6 sene sonra 2021’den yazmaktayım.