Psikoloji Deneyleri – Milgram Deneyi

Normalde psikolojiye ilgi duymam ama bugün internette gezinirken Milgram Deneyi başlıklı bir haberle karşılaştım ve okudum. İlginç geldi. Bunu sonunda benim yorumumu ekleyerek burada yazmak istedim. İşte başlıyoruz.

Deneyi Yale üniversitesinden Dr. Stanley Milgram (soyadını isim olarak almış deney) 1961 yılında yapıyor. Yapma amacı ise bir insanın otoritenin verdiği emirleri vicdanı ile çelişse bile uygular mı? Kısaca bu. İlham aldığı konu ise Kudüs’te görülen bir Nazi savaş suçlusu olan Adolf Eichmann’ın davası ve zaten deney bu davadan 3 ay sonra yapılıyor. Aklında oluşan soru ise “Soykırımın sonuçları, Eichmann ve benzerleri tarafından da benimsenmekte miydi, yoksa bu kişiler, otoriteye boyun eğdikleri için mi soykırım yaptılar?” ama benim kısaca yazdığım yetiyor işte.

Deney için gazeteye ilan veriyor ve her kesimden, her eğitimden alakasız insanları deneye alıyor. 3 kişiden oluşan deneyde bir gözlemci ki bu otoriteyi temsil ediyor, bir öğrenci ve de bir öğretmen bulunuyor. Ama deneğin bilmediği öğrenci deney ekibinden birisi ve rol yapıyor. Bir kura çekilişinde öğretmen yazan kağıdı çeken öğretmen diğer öğrenci olur şeklinde sunuyorlar deneğe ama her iki kağıtta da öğretmen yazıyor. Denek bilmese de öğretmen olacağı kesin yani. Deney başlamadan önce öğrenci rolündeki kişi deneklerin bazıları ile kalp rahatsızlığı olduğuna dair inandırıcı bir konuşma yapıyor ve duygusal bağ bile oluşturuyor.

Deney sonucu ise şu şekilde çıktı. Her ne kadar en sonunda hepsi de bundan rahatsızlık duyduğunu belirtse de hiç bir denek 300 volttan önce deneyi durdurmadı. %60'ı yani 40 kişiden 26'sı emre uyarak sonuna kadar gitti ve 3 kez tekrarlanan ve insanı öldürecek olan 450 volt elektriği uyguladı.

Deney sonucu ise şu şekilde çıktı. Her ne kadar en sonunda hepsi de bundan rahatsızlık duyduğunu belirtse de hiç bir denek 300 volttan önce deneyi durdurmadı. %60’ı yani 40 kişiden 26’sı emre uyarak sonuna kadar gitti ve 3 kez tekrarlanan ve insanı öldürecek olan 450 volt elektriği uyguladı.

Sistem basit. Gözlemci otorite olarak öğretmenin yanında duruyor. Öğretmen ve öğrenci arasında bir duvar var. Öğretmen eline tutuşturulan kağıttaki yazıları öğrenciye öğretiyor ve ondan sonra soru soruyor. Soruları bilemezse elektrik şokunu öğretmen uyguluyor. Bundan önce küçük bir elektrik şoku öğretmene veriliyor ki öğrencinin çekeceği acıyı bilsin. Ya da öyle zannetsin. Aslında öğrenciye elektrik şoku verilmeyecek. Daha önce belli şoklarda kaydedilmiş sesler ve çığlıklar oynatılıyor. İlerleyen noktalarda da duvarı yumruklayarak tepkisini gösteriyor. Verilen elektrik şoku ise 15 ve katları.

Burada bir ara verip şunu ekleyeceğim. Dr. Milgram deneyden önce üniversitede öğrencileri ve akademisyenleri sorguya çekiyor. Böyle bir deneyde kişinin ne yapacağına dair. Neredeyse ezici çoğunluk belli bir noktadan sonra elektrik vermeyi keseceğini belirtiyor. Asla ama asla 300 voltu ve öldürücü olan 450 boltu vermeyeceklerini söylüyorlar. Ki zaten deney 450 volt 3 kez verildikten sonra bitiyor. Bu noktayı aklınızda bulundurun.

Deney başlıyor. Öğretmen soruları soruyor ve her yanlıştan sonra elektrik şoku veriyor. 150 volttan sonra terleme, tedirginlik, gerginlik gibi tepkiler görülmeye başlanıyor. Deneyi durdurmak isteyenlere ise sırasıyla her durdurma isteğinden sonra şu 4 cevap söyleniyor. Eğer 4.’den sonra da durdurmak isterse deney durduruluyor. Aksi taktirde durdurulmuyor.

  1. Lütfen devam edin.
  2. Deney gereği devam etmeniz gerekmektedir.
  3. Devam etmeniz gerçekten çok önemlidir.
  4. Başka seçeneğiniz bulunmuyor, devam etmek zorundasınız.
Ayrıca deneyde, deneğin, aktörün durumuna yönelik sorularına karşı da ön cümleler belirlenmiştir. Örneğin, eğer ki denek, öğrencide kalıcı hasar olup olmayacağını soracak olursa, kendisine şu söylenir:
“Her ne kadar şoklar acı verici olsa da, kalıcı bir doku hasarı oluşturmayacaktır, lütfen devam edin.”
Benzer şekilde, eğer ki aktör, içerideki odadan deneyin durdurulması için yalvaracak olursa ve denek de bunu bahane ederek deneyi durdurmak isterse, şu söylenmektedir:
“Öğrencinin hoşuna gitse de, gitmese de, her bir kelime çiftini öğrenene kadar devam etmek zorundasınız, dolayısıyla lütfen devam edin.”

Yukarıda söylediğim deney öncesi sorguyu hatırladınız değil mi? Deney sonucu ise şu şekilde çıktı. Her ne kadar en sonunda hepsi de bundan rahatsızlık duyduğunu belirtse de hiç bir denek 300 volttan önce deneyi durdurmadı. %60’ı yani 40 kişiden 26’sı emre uyarak sonuna kadar gitti ve 3 kez tekrarlanan ve insanı öldürecek olan 450 volt elektriği uyguladı.

Milgram, bu deneyden yola çıkarak iki sonuca varmış, iki teori geliştirmiştir:
  • Törecilik Teorisi: Bir birey ve ait olduğu grupla ilgili bir teoridir. Eğer ki birey, karar alma konusunda uzman ve kabiliyetli değilse, karar vermeyi gruba ve hiyerarşik düzene bırakacaktır. Grup, bireyin davranışsal modeli olacaktır.
  • Aracılı Durum Teorisi: Boyun eğmenin ana unsuru, bireyin başkasının dileklerini yerine getirmesinden ötürü, kendini yaptığı davranışlardan sorumlu görmemesidir. Eğer ki biri bu görüşü benimseyecek olursa, boyunduruğun tüm gereklilikleri yerine getirilmiş olur.

Aynı zamanda bu deneyle ilgili bir video da izleyebilirsiniz.

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=_e1_-UpdzZ0]

Daha sonraki yıllarda da bu deney tekrar edildi ama hiç bir değişiklik olmadığı gözlemlendi. Şimdi benim yorumuma gelirsek eğer, vicdanı olan insanlar otoritenin verdiği emir vicdanı ile çeliştiği halde emri uyguluyorsa çoğunlukla, vicdanından şüphe ettiğim ve kendi doğrusunu üstün kılmak için savaş veren insan toplulukları ne yapmaz? İnsanoğlunun belki de asla huzura erişememesinin sebebi budur bilinmez. Kendinizi nerede görüyorsunuz? Dürüst ve tarafsız cevap verebilir miyiz?

Bir kaç tane daha psikolojik deney var böyle. Onları da başka zaman araştırıp yazarım aynı şekilde.

Kaynak:
Wikipedia
Actuel Psikoloji
Evrim Ağacı
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Notify of
guest

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

0 Comments
Newest
Oldest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments