Cotard Sendromu

Cotard Sendromu

Sizlere enteresan bir konuyu ele alan metnimi paylaşacağım. Bunu paylaşmamın gayesi insanların size anlatımlarını ve hareketlerini daha gelişmiş bir farkındalıkla algılamanıza ve analiz etmenize yardımcı olabilmektir. Birçok kişi size cinlerden hayaletlerden bahsederler. Belki siz de cin veya hayalet görmüş olduğunuzu düşünebilirsiniz. Aşağıda ki metnim beynimizin bize hangi oyunlar oynayabileceğini ve bizi ne durumlara düşürebileceğini gösteren niteliktedir.

Cotard SendromuBu yazımda size çoğunuzun tanımadığını sandığım ilginç bir hastalıktan bahsedeceğim. İlk defa duyacağınız özellikleri sanırım hepinizi hayretler içerisinde bırakacaktır. Bu hastalık ismini ilk defa bu hastalığı tanımlayan Jules Cotard’dan alır.

Cotard sendromuna yakalanan hastalar kendilerini ölü sanarlar. Hiçbir argüman, tersinin ispatı ve telkin uğraşları onları bu çılgın fikirden vazgeçiremez.

Jules Cotard bu hastalığı geçiren 43 yaşında olan bir kadın hastasını şöyle anlatıyor: Kadın beyni, bağırsakları ve midesinin olmadığından emindi. Ona göre vücudu sadece deriden ve kemiklerinin çürümüş kalıntılarından oluşuyordu. Vücudu içten yok olmuş olduğu için yemek yemeye de ihtiyacı olmadığını iddia ediyordu. Kadına göre kendisi bir ölüydü, yaşayan bir ölü, zira kendisi var olduğunu reddetmiyordu fakat vücudunun yakılması konusunda ısrar ediyordu, çünkü yakılmazsa sonsuza dek bu durumda kalacağından emindi.

Genellikle hastalar iç organlarının çalışmadıklarından veya hiç olmadıklarından emindirler ve kendilerinin katı bir vücutlarının olmadığını ve ölü olduklarını düşünürler. Hiçbir aksi ispat ise hastaları yokluklarının eminliğinden vazgeçtiremez fakat aynı anda sonsuza dek bu durumda kalacaklarını hayal ederler. Bu ızdırap verici durumdan kurtulmak için intiharı düşünmek bile kanılarına aksi bir durum değildir onlar için. Almanya’da yaşayan genç bir mimarlık okuyan üniversite öğrencisi ağır bir kafatası travması geçirdikten sonra bu hastalığa yakalanmış ve şu sözleri söylemiştir: ‘Belki de intihar edip bir daha hayattan göçerek kadere hakikaten ölmüş olmak istenildiğini göstermek gerekir.’ Bu durumun hastalar için çok ızdırap verici olduğunu bu öğrencinin geriye dönük yorumuyla anlamak mümkün: ‘Ölümden sonra da bir hayatın olmasına çok şaşırmıştım fakat o hayatın bu denli korkunç olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Bu cezayı almam için hayatımda çok kötü şeyler yapmış olmam gerektiğini düşündüm.’ Bu öğrenci başarılı bir şekilde tedavi edilmiştir. Travmatik kazasından birkaç ay sonra doktorlar psikolojik durumunda dengeyi tekrar sağlayabilmişlerdir.

Başarılı bir tedavi hastalığın nedenlerine sıkı olarak bağlıdır zira hastalığın birçok nedenleri olabilir. Üniversite öğrencisinde olduğu gibi beynin mekanik bir travma geçirmesi bir neden olabilir. Cotard’ın 43 yaşında ki kadın hastası hastalığının omureliğinden gelen bir çıtlama hissetmesi ve bu çıtlamanın beynine kadar çıkmasını hissetmesi ile başladığını söylemiştir.

Yeni araştırmalar Cotard sendromunu somut bir çerçeveye yerleştirmenin kolay olmadığını gösteriyor çünkü görünüşe bakılırsa değişik hastalık durumlarında da ortaya çıkabiliyor. Mesela kendisini manasız ve amaçsız hisseden bir insanın azami depresyonu ile de ortaya çıkabilir Cotard sendromu. Bu durumda hiç bir değeri olmadığı hissine kapılmak hiç olmama hissi çılgınlığını da beraberinde getirebilir. Şizofren psikoz da bu hastalığa yol açabilir.

Terapi olarak uygun ilaçların yanında hastanın özel itina ile korunması uygun görülüyor. Hastalığın en yoğun zamanlarında hastanın acil yardıma ihtiyacı vardır. Bu yardım başka birisinin hastanın kaybettiği ‘varlık’ hislerini üstlenerek hastanın ölü olarak kabul ettiği vücudunun fonksiyonlarını üstlenmesiyle mümkün olur. Bu fonksiyonların içine beslenme, hastanın bakımı ve korunması girer. Hastanın kuruntuları hafiflemeye başladığında hastaların çoğu zaman artçı psikolojik tedavilere ihtiyaçları vardır hastalığa yol açan etkenleri ortadan kaldırabilmek için. Mekanik travma ile bu hastalığa yakalanan birçok hasta başarılı muayenelerden sonra tekrar normal hayata geri dönebilmiş ve tekrar iş hayatına da atılabilmişlerdir.

Yazar: İlker Savaş

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Notify of
guest

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

0 Comments
Inline Feedbacks
View all comments