Bilim, Özgür Düşünce ve Sekülerizm Konferansı
Herkese merhaba. Dün iki arkadaşımla gittiğim konferans hakkındaki gözlemlerimi yazacağım ve bir bakıma buna ihtiyaç var diye düşünüyorum. Dün Evrim Ağacı, Richard Dawkins Mantık ve Bilim Vakfı, Küresel Sekülerizm Organizasyonu, Özgür Düşünce Hareketi,Genç Aydınlanma Kulübü, Evrimin Genleri Topluluğu ve BİYOGEN işbirliği ile yapılan Bilim, Özgür Düşünce ve Sekülerizm konferansına gittim. Zaten ilk kayıt olanlar arasında ben vardım. İlk yapacağım eleştiri Bilkent üniversitesinin güvenliğine sorun onlar kampüste nerede olduğunu tarif eder cümleleri. Çünkü en son ben Gazi üniversitesinde bir güvenliğe yer sormuştum ve kursumun ilk dersine yarım saat geç katılmak zorunda kalmıştın yanlış tarifi yüzünden. Aynı zamanda konferansın bulunduğu binada hiç bir bildiri, konferansın orada olduğuna dair hiç bir işaret yoktu. Neyseki gene de bulabildik. Araba ile bir kaç tur attıktan sonra.
Normalde programda aşağıdaki katılımcılar vardı.
- Prof. Dr. Mahinur Akkaya (ODTÜ Kimya Bölümü) – Rasyonel Düşüncenin Gerekliliği
- Prof. Dr. Namık Kemal Pak (ODTÜ Fizik Bölümü) – Bilim Nedir, Modern Hayatta Neden Önemlidir?
- Çağrı Mert Bakırcı (Evrim Ağacı – Texas Tech Üniversitesi – Videosunum) – Neden Bilim, Özgür Düşünce ve Sekülerizmi Savunmalıyız?
- Dr. Işıl Arıcan (Yalansavar- Videosunum) – Bilim ve Sözdebilim
- Doç. Dr. Kerem Cankoçak (İTÜ Fizik Bökümü) – Bilimin İstismarı ve Bilim Düşmanlığı
- Sean Faircloth (Küresel Sekülerizm Organizasyonu ve Stratejisi Başkanı) – Bilim ve Sekülerizm Daha İyi Bir Gelecek Yaratabilir!
- Doç. Dr. Ergi Deniz Özsoy (Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü) – Evrim Öğretimi, Nesnellik ve Düşünce Özgürlüğü
Ne yazık ki Prof. Dr. Mahinur Akkaya ve Doç. Dr. Ergi Deniz Özsoy bazı sebeplerden dolayı katılamadı. Gelemedikleri için üzüldüm açıkcası.
Öncelikle bu konferansı ana teması sekülerizm hakkında. Sekülerizm nedir? Sekülerizm en basit tanımıyla toplumun yapısını din gibi olgulara göre değil bilimsel doğrulara göre şekillendirmektir. Aslında ucu da açık bir kavramdır. Dünyacılık olarak da bilinir. Ama özellikle ülkemizin şu anki hali düşünüldüğünde çok ihtiyacımız olan bir kavram olarak görüyorum ben. Daha detaylı bilgi için tıklayınız.
İlk başta Evrim Ağacı kurucusu Çağrı Mert Bakırcı’nın Video Sunumu oynatıldı. Genel olarak Evrim Ağacı’ndan ve misyonlarından bahsetti. Halkı bilgilendirmek ve yalan bilgilerin yayılmasını engellemek için gösterilmesi gereken çabanın öneminden, herkesin bu konuda bir şeyler yapabileceğinden ve yapması gerektiğinden bahsetti. Burada kendisine hak verdim ama bilgiyi halka indirgemek konusunda anlaşılabilir olmanın çözümü var mı yok mu kararsız kalmıştım uzun zamandır o aklıma geldi.
Daha sonra Prof. Dr. Namık Kemal Pak konuşmasına başladı. Açıkcası espritüel ve sevimli bir insan. Platonun felsefesine hakim. Çoğu kişi Platonun devlet felsefesine anti-demokrat olarak görse de o bunu böyle görmemektedir. Şu anki demokratik yapının durumunu gözler önüne koyduğumuz da bende ona hak verebilirim. Genel itibariyle şöyle bir konuşması oldu. İnsan medeniyetinin başlangıcından bu zamana kadar bir gelişim tablosu çıkararak son 400 yılda bilimin bu gelişim grafiğini inanılmaz derecede artırdığını gösterdi. Örnek vermek gerekirsek ortalama insan ömrü rönesans ve reformdan öncesinde 20-30 iken sonrasında 40-50’ye ve günümüzde ise 80’lere kadar çıkmıştır. Bilimin insan yaşamını rahatlatan, kolaylaştıran bir şey olduğunu gösterdi. Osmanlı zamanında ise bu bilimsel devrimi fark edemediğinde nasıl geri kaldığını, sonrasında dışarıdan bu bilgi getirilse bile artık çok geç olduğunu gösterdi. Atatürk’ün devrimi sırasında bu bilimsel devrim yapılsada onun ateşinin şu an sönmek üzerede olduğundan bahsetmiştir. Kendi açısından üzüldüğünü farkettiğim bir şekilde 68 kuşağı olarak başaramadık diye belirtiyor. Keşke Tübitak başkanı olarak kalmaya devam etseydi. Bilimütopya dergisinde yazıları varmış. Onları araştırıp okumak için not aldım. Size de tavsiye ederim.
Bir sonraki konuşmacı ise Prof. Dr. Kerem Cankoçak oldu. Kendisinin daha önce videolarını internette izlediğini hatırlıyordum. Özellikle evren genişlediği için ve kuantum olasılıklarından dolayı evrenin yaratılmış olsa bile tasarlanamayacağını söylediğini hatırlıyordum. Açıkcası tam benim kafamdan birisi :). Başlangıçta sekülerizmin tanımından başladı diyebilirim. Bilim tanımlaması ile giriş yaptı. Öncelikle bilim, din ve felsefenin birbirinden çok farklı bir şeymiş algılanmasının yanlış olduğunu belirtti. Hepsinin de sorduğu sorular aynıdır ama cevapları farklıdır diye devam etti. Felsefe ve din ispatlara dayanmaz iken bilim ispatlara dayanır ve gerçekçi olanın doğru olanın bilim olduğunun altını çizer. Ve laikliğin aslında yetmediğini ve sekülerizmin gerekli olduğunu belirtiyor. Çünkü okulda hem dini bilgileri hem de mesela evrim teorisini anlatırsan olmaz. Birbiri ile çakışır. Aslında gerçekte düşünürsek biz asla laik bir ülke olamadık. Laiklik devlet ve din işlerini ayırmaktır ama aslında baktığımızda diyanet bakanlığı diye devlet destekli bir kurum var ve devletin yönetiminde. Aynı zamanda müslümanlıktan adece sünni mezhebine yönelik bir kurum. Okullarda zorunlu din dersi var ve gene sünni mezhebine yönelik. Nüfus cüzdanında din hanesi var. Hani laiktik? Kerem hocam için zaman yetmedi. O kadar çok anlatacak şeyi vardı ki aslında. Ben gördüm onun slaytında. Kuantum mekaniği, klasik fizik, genel görelilik, sicim teorisi. En son bir soru sordum ona. Bir türk bilim kadınının yurt dışında karanlık maddenin izlerini keşfettiğini ve bu izler ile karanlık maddenin süpersimetrideki süpereşler olabileceğini, bu dayank ile m teorisinin temellerinin sağlamlaştığını ne düşündüğünü sordum. Aynı şekilde kendisi de süpersimetri ve cern deneyleri ile yakından ilgili. Süpersimetri m teorisini desteklemese de o(çünkü standart teoriyi de destekliyor) o olmazsa m teorisinin de olmayacağını dolasıyla süpersimetrinin olması gerektiğini belirtti.
Daha sonra yalansavar.org sitesinden Dr. Işıl Arıcan video sunumu oynatıldı. O siteyi duymuştum ama henüz bakma şansım olmamıştı. Kendisi tam da benim savaş açtığım konuları anlattı. Sözde bilim, internetteki yalan bilgiler ve bunun gibi şeylerden bahsederek örnekler sundu. Zaten dünyanın şu an en yaygın yalanı astrolojidir. Dünya nüfusunun yarısı ! bu zırvaya inanıyor. Özellikle benim de en sevmediğim şey olan bilimin çarpıtılması ve sözdebilim ya da yalanbilim ile insanların kandırılması, dolandırılması onun da altını çizdiği ve savaştığı konu. Desteklenmesi ve takip edilmesi gereken bir site. Sizin de takibinize almanızı tavsiye ederim.
En son olarak da Küresel Sekülerizm Organizasyonu ve Stratejisi Başkanı Sean Faircloth konuşmasını yaptı. Öncelikle söylemeliyim ki gelmeden önce oldukça detaylı bir araştırma yapmış Türkiye hakkında. Şu an tam olarak nasıl bir giriş yaptığını hatırlayamasam da her cümlesinde R.T.E’ye laf vurdu. Amerika ve Türkiye tarihinin benzer olduğunu, ilk başta bu ülkelerin kurucularının seküler düşünceye sahip olduğunu ama sonrada yapının değiştiğini belirtti. Seküler yapıda bir politikacı olarak Erdal İnönü’nün ahlaklı bir politikas sergilediğinden bahsetti. Açıkcası şaşırdım bu kadar detaylı araştırma yapması karşısında. Özellikle ekmek almaya giderken başından gaz kapsülü ile vurulan Berkin Elvan ile Atatürk’e ayyaş denmesi ile, ülkede (sayıları tam hatırlamıyorum ne dedi) 8bin kişiye bir hastane düşerken 800 kişiye bir cami düşmesi ile R.T.E’nin Türkiye halkına saldırdığını çok sert sözlerle ifade etti. Dünyada sekülerizme ne kadar ihtiyacımız olduğundan ve bunu başarabilmek için elimizden ne geliyorsa yapmamızı hatta eğer gerekiyorsa kendimizin bir parti kurup siyasete atılmamızı söyledi. Twitter’dan kendisini takip etmek isterseniz eğer @seanfaircloth olarak aratabilirsiniz.
Genel olarak seküler yapıya özellikle ülkenin şu anki durumunu göz önüne alırsak ne kadar ihtiyacımız olduğu ortada. Bu yolda yapılan bu konferansta tüm konuşmacılar bunu açıkça belirtti ve ben de bu konuda hak veriyorum. Dünyanın artık yalan bilgilere değil bilimsel gerçeklere ihtiyacı var. Fakat dün yerel seçimlerde şu söylenen sözleri özellikle ortaya koyuyorum.
#Eski Türkiye Bitti
#Şimdi onları ayıklayacağız, hukuk dahilinde.
#Türkiye artık yeni bir döneme girmiştir.
#Suriye ile savaş halindeyiz.
Hazırlıklı olun bundan sonrası için.