Bilim hakkındaki yazılarımın genel kategorisi.

Madde Boşluktan mı İbaret?

Evet. Kesinlikle öyle. Gördüğünüz her şeyin yüzde 99,99’u boştur (Tabi burada bizim anladığımız hiçlik boşluk değil o ayrı bir konu). Atomu biliyorsunuz. Çekirdekten ve etrafında fırıl fırıl dönen elektronlardan ibarettir. Peki hiç bu çekirdeğin ve elektronun büyüklüğünü ve birbirine olan uzaklığı merak ettiniz mi? Anlayabilmeniz için örnekleme yapalım.

Her bir atomun %99,999999999'u boşluktan ibarettir. Bu şu anlama geliyor; -Baktığınız bilgisayar -Oturduğunuz sandalye -Ve siz Neredeyse yoksunuz.

Her bir atomun %99,999999999’u boşluktan ibarettir.
Bu şu anlama geliyor;
-Baktığınız bilgisayar
-Oturduğunuz sandalye
-Ve siz
Neredeyse yoksunuz.

Hidrojen atomunu dünya büyüklüğünde varsayın. Hidrojenin çekirdeği (tek bir proton) dünyanın merkezinde olacaktır ve büyüklüğü ise bir basketbol topu kadar olacaktır. Yalnız, minicik bir elektron (çok daha küçük bir şey oluyor elektron) ise dünyanın atmosferinde dolanacaktır. Peki neden bu kadar uzak?

Atom ve bileşenlerinin ilk keşif zamanlarında elektronun çekirdeğe çok yakın ve atomun dolu dolu olduğu düşünülüyordu. Atom çekirdeğinin ilk keşfinde bir yöntem uyguladılar. Bir maddenin atomunu ne olduğu aklıma şimdi gelmeyen bir kürenin içine koydular. Atomun çekirdeğinden önce elektron keşfedilmişti. Ve bu atoma elektronlar yollandı. Bu gönderilen elektronlar o zamanki düşünceye göre atoma çarpacak ve geri yansıyarak kürenin bir çok yanına çarpacaktır. Fakat beklenmedik bir şey oldu. Gönderilen elektronların neredeyse tamamı atomu es geçip kürenin tam karşısına düştü. Çok az bir kısmı ise kürenin diğer yanlarına savrulmuştu.

Bu şekilde bir resim çıkardıklarında atomun büyük bir kütlesinin çekirdekte toplandığını ve bu çekirdeğin çok küçük bir alan kapladığı anlaşıldı. Atom’un %99’u boşluktan ibaretti.

Peki neden elektronlar atomun çekirdeğinden uzakta? Elektronlar hem parçacık hem de dalga hareketi yaparlar. Soldaki resimde de bu dalga hareketinin ne olduğunu görebilirsiniz. Elektronların enerjileri bu dalga hareketine göre belirlidir. Elektronlar bu dalga hareketinin büyüklüğünden daha yakın olamazlar. Pauli dışlama ilkesine göre bir atomda her bir elektron farklı enerji seviyesinde bulunmak zorundadır. Bu yüzden aynı yörüngede bulunamazlar. Elektronlar çekirdeğe yakın oldukça enerji seviyeleri Dalga Hareketidüşüktür ve bu dalga boyları daha ince olmaktadır. Daha dıştaki elektronların enerji seviyeleri yükseleceği için kademeli olarak dalga boylarının genişliği de artar. Evet sorumuzun cevabı burada yatıyor. Bu dalga boyunun genişliğinin en küçüğü bir atomun çekirdeği için inanılmaz boyutlardadır. Ve bu yüzden çekirdek ile elektron arasında bu kadar mesafe vardır. Bir yerde okumuştum doğru mu emin değilim. Dünyadaki tüm insanlardaki atomların içindeki boşluğu yok edip birleştirirseniz tüm insanoğlu bir kitap büyüklüğüne sıkışabilmektedir. Fark ettiyseniz klasik lise kitaplarınızda bir yörüngede dönen elektron değil dalga olarak hareket eden ve asla yeri tespit edilemeyen bir elektron yörüngesinden bahsediyoruz aynı zamanda. Öğrendiğiniz fizik 1950’li yıllardan kalmadır. Tabi kendinizi geliştirmediyseniz. Ya da üniversitede fizik okumadıysanız.

Bu aynı zamanda neden elektronun çekirdeğe düşmemesinin nedenidir. Proton (+) yüktedir ve elektron ise (-) yüktedir. Normalde birbirini çekip çökmelidir denilir. Fakat bu dalga hareketi elektronun düşmesine mani olmaktadır işte.

Kısacası siz biz her şey yok gibi bir şey. Yazımın başlığındaki sorunun cevabı evet.

Kaynaklar ve Referanslar:
-Jefferson Lab, Howard Fenker, Staff Scientist – Why are electrons so far away from the nucleus of an atom? Link
-Univercity Of Cambridge – The Naked Scientists – Why don’t an atom’s electrons fall into the nucleus and stick to the protons? Link

Astronomi Paylaşımları 19.12.2013

Zaman akıyor ve benim yoğunluğum yüzünden takip etmem gereken haberler birikip duruyor. Bugün 400’e yakın haber birikmiş bir kaç günde. Paylaşabileceğim güzel fotoğraflar çok. Benim gibi sizin de hoşunuza gideceğinden eminim. Bir ara şu “Bilgi Bolluğunun Getirdiği Bilgisizlik” yazımın ikinci versiyonunu da yazayım. Oraya eklemediğim şeyler olduğunu farkettim.

Read more

Evren Büyük Ama Ne Kadar? Gözlemlenebilen ve Gözlemlenemeyen Evren

Tarih boyunca insanoğlu gökyüzüne baktı ve merak etti. Orada neler vardı? Nasıl bir şeydi? Nasıl var oldu? Ne kadar büyüklükte? Sonsuza dek uzanıyor muydu? Bu sorular hep soruldu ve neredeyse hepsi cevaplandı. İlk başlarda sonsuz büyüklükte ve statik olduğu düşünülen evren yeni keşiflerle sonsuz olmadığı ve statik olmadığı öğrenildi. Ve astronomide bize büyük gelen km ölçüm birimi o kadar ufak kalıyor ki yeni terimler oluşturuldu. İlk başta AU (Astronomik birim) yani güneş ile dünyanın uzaklığı olan mesafe oluşturuldu. 150.000.000 km. Az değil. Ama bu da yetmiyordu. O da yetmeyince ışık yılı oluşturuldu. Bu noktadan sonra yazılan mesafeler hayal edebileceğinizin ötesinde. Gerçekten de ötesinde. Aklınızda canlandırmanız imkansız gibi bir şey. Hazır olun.

Read more

Astronomi Paylaşımları 14.12.2013

Herkese merhaba. Bugün de astronomi paylaşımları için güzel şeyler buldum. Mesela bu yukarıda gördüğünüz iki resim Satürn’ün daha önce kolay görülmemiş resimlerinden. Kızılötesi resimleri. Görebileceğiniz gibi parlak alanlar daha sıcak bölgeleri temsil ediyor. Güney kutbuna bakarsanız baya parlak. Ekvator ise soğuk kalıyor genele göre.

Read more

Işık Hızına Yakın Hızlandığımızda Zaman Neden Yavaşlar?

Bu soruyu aslında uzun zamandır sormuştum ama araştırmaya hiç yeltenmemiştim. Şimdi ise Evrenin Zarafeti kitabını okuduğumda bunun açıklamasını da gördüm. Anlatmalıyım dedim. Kolay olmayacak ama bakalım.

İzafiyet teorisine göre evrende ulaşılabilecek en yüksek hız ışık hızıdır. Ve ışık hızına ne kadar yaklaşırsanız sizin için zaman o kadar yavaşlayacaktır. Einstein ilk başta özel görelilik kuramını oluşturmuştur. Bu kuramda ışık hızı sabitliği ile zamanın ve hareketin kişiye göreceliğinden bahseder. Fakat özel görelilik newtonun kütleçekim kuramı ile ters düşüyordu. Newton kütleçekim kuramına göre mesela güneşimiz bir anda yok olsaydı dünyada onun kütleçekim etkisinden anında kurtulurdu. Fakat bu özel görelilik ile ters düşüyor. Çünkü özel göreliliğe göre hiç bir bilgi ışık hızından daha hızlı iletilemez. Işık hızı ile bir bilgi güneşten dünyaya 8 dakikada ulaştığına göre böyle olmaması gerekiyordu. Ve Einstein artık Newton’un kütleçekim kuramının çöktüğünü ve kendi kütleçekim kuramını oluşturması gerektiğini anladı. Özel görelilik gitti yerini genel görelilik teorisi aldı. Einstein daha sonra özel göreliliğin genel göreliliğin yanında çocuk oyuncağı kaldığını söyleyerek genel göreliliğin kendisini ne kadar zorladığını anlatmıştı.

Read more

Astronomi Paylaşımları 12.12.2013

Tarih dün olsaydı güzel dururmuş bence. Neyse. Normalde wordpressle pek alakam yoktur ama bu siteyi kurduğumdan beri hep yeni şeyler keşfediyorum. Mesela bugün galeri eklentisi kurdum. resim galerisi oluşturuyor güzel bir şekilde. Bunu da burada denemiş ve size göstermiş olacağım. Hadi başlayalım.

Read more