Evren Büyük Ama Ne Kadar? Gözlemlenebilen ve Gözlemlenemeyen Evren

Tarih boyunca insanoğlu gökyüzüne baktı ve merak etti. Orada neler vardı? Nasıl bir şeydi? Nasıl var oldu? Ne kadar büyüklükte? Sonsuza dek uzanıyor muydu? Bu sorular hep soruldu ve neredeyse hepsi cevaplandı. İlk başlarda sonsuz büyüklükte ve statik olduğu düşünülen evren yeni keşiflerle sonsuz olmadığı ve statik olmadığı öğrenildi. Ve astronomide bize büyük gelen km ölçüm birimi o kadar ufak kalıyor ki yeni terimler oluşturuldu. İlk başta AU (Astronomik birim) yani güneş ile dünyanın uzaklığı olan mesafe oluşturuldu. 150.000.000 km. Az değil. Ama bu da yetmiyordu. O da yetmeyince ışık yılı oluşturuldu. Bu noktadan sonra yazılan mesafeler hayal edebileceğinizin ötesinde. Gerçekten de ötesinde. Aklınızda canlandırmanız imkansız gibi bir şey. Hazır olun.

Evrendeki en yüksek hız ışık hızıdır.

  • Işık saniyede 300.000 km hıza sahiptir.
  • Işık yılı ışığın bir yılda aldığı mesafedir. Bir yılda 9,5 trilyon km mesafe kateder.

Şimdi bunları bildiğimize göre diğer şeyleri ışık hızı ile şöyle sıralayabiliriz.

  • AU (Astronomik birim) 150.000.000 km. Yani 8,3 ışık dakikası. Güneş ile dünyanın arasındaki ortalama mesafe.
  • Londra’dan New York’a 18 mili saniyede varırdık.
  • Dünya’nın ekvatorunu baştan sona dolaşmamız 0,13 saniyemizi alır.
  • Güneşten en uzak gezegene 4,5 saatte gidebiliriz.
  • Oort bulutuna varmamız ise 0,8 yılımızı alır. (Oort bulutu güneş sisteminin en uzak noktası)
  • VY Canis Majoris yıldızına varmamız ise 3.900 yılımızı alır.
  • Yengeç bulutsusuna 6.500 yılda varabiliriz.
  • Samanyolu’nun bir ucundan diğer ucuna 100.000 yılda geçebiliriz.
  • Bize en yakın galaksi olan Andromeda galaksisine yolculuğumuz 2,5 milyon ışık yılı sürer. (Sanıyorsam burada hayal etmeyi bırakmış olmanız lazım, bazıları daha erken bırakıyor-bir çoğu mu desem acaba)
  • Fornax galaksi kümesine ise 60 milyon ışık yılı süre varabiliriz.
  • Gözlemlenebilen evrenin kenarına varmamız ise 45 milyar ışık yılı sürer.

Şimdi aranızdan gözlemnebilen evren de ne oluyor diyebilirsiniz. Açıklayayım.

Evrenin yüzde73'ünün karanlık enerji -evrenin genişlemesine de sebep oluyor-, yüzde 23'ünün karanlık madde, yüzde 3,6'sının galaksiler arası toz ve geriye kalan ufak yüzde 0,4'ün ise yıldız vb. şeylerden oluştuğu düşünülüyor.

Evrenin yüzde73’ünün karanlık enerji -evrenin genişlemesine de sebep oluyor-, yüzde 23’ünün karanlık madde, yüzde 3,6’sının galaksiler arası toz ve geriye kalan ufak yüzde 0,4’ün ise yıldız vb. şeylerden oluştuğu düşünülüyor.

Işık hızı muazzam bir hızdır ama evrenin boyutları göz önüne alındığında pek de hızlı değildir. Şu an tespit edebildiğimiz en eski ışık 13,78 milyar yıl öncesine aittir. Yani ne kadar uzağa bakarsak aslında o kadar geçmişi görüyoruz. Fakat şöyle bir şey var ki bir cisim bizden ne kadar uzaksa bizden o kadar hızlı uzaklaşıyor demektir. Hatta ışık hızından bile daha hızlı uzaklaşıyor bir çoğu. Nasıl mı? En yüksek hız hani ışık hızıydı diyecektiniz değil mi?

Şimdi büyük patlamadan sonra (patlama değil ismi öyle sadece, teori küçük bir noktadan bir anda genişlemeye başlamasıdır evrenin) şişme teorisine göre ışık hızından bile daha hızlı genişlemiştir. Tabi bir süreliğine. Bize gelen en eski ışık 13,78 milyar yıl önce yola çıktı. Ama bu mesafesi anlamına gelmiyor. Ne kadar sürede bize ulaştığı anlamına geliyor. Işık bize gelirken bir yandan da evren genişlediği için aslında olması gerektiğinden daha fazla mesafe katediyor. Bazı hesaplamalarla dünyayı merkeze konumlandırırsak yarı çapı 45 milyar ışık yılı mesafesinde (burada ise mesafe olarak kullanıyorum) bir küre oluşur. Yani 90 milyar ışık yılı çapında bir küre. Ama bu gözlemlenebilen evren gerçek evrenin sadece %5’ni oluşturur. Niye. Bu kürenin dışındakiler bizden ışık hızından daha hızlı uzaklaştığı için ışıkları asla bize ulaşmayacaktır. Örnek verirsek 50 milyar ışık yılı uzaklıkta bir ışık çıktı. İlk başta 50 milyar ışık yılı olan mesafe evrenin genişlemesi ile giderek artıyor. Bundan dolayı da bize asla ulaşamıyor. Başka bir şey daha var. Işık henüz bize ulaşmamış da olabilir. Yani bize 20 milyar yıl sürede gelecek olan ışıklar da olabilir ama evrenin yaşı henüz 13,78 milyar yıl.

Şimdi diğer şeyi açıklığa kavuşturalım. Eğer ışık hızı en yüksek hız ise ulaşılabilecek bizden o kadar uzaktaki objeler nasıl daha hızlı uzaklaşabilir. Elinizde bir balon düşünün. Buna evren diyelim. Dünya ise ortasında değil kenarlarında bir yerde. Balonu şişirdiğimizde bize yakın olanlar yavaş uzaklaşacaktır. Ama balonun diğer tarafında olan ve bizden uzak mesafede olanlar ise ışık hızından daha hızlı uzaklaşacaktır. Esasında ışık hızından daha hızlı hareket etmiyorlar ama evrenin genişlemesi yüzünden daha hızlı uzaklaşıyorlar. Umarım anlatabilmişimdir :)

Bir yerde şöyle bir soru sorulduğunu gördüm. Eğer 45 milyar ışık yılı uzaklığına bir ayna yerleştirirsek ve bizim görebileceğimiz şekilde dünyaya yöneltirsek gözlemlenemeyen evreni gözlemleyebilir miyiz? Cevaplayan kişi baya saçmalamıştı ama kendimce bunun cevabını da yazayım. (Yanlışım olursa düzeltin beni yorum yazın)

O mesafede bir ayna varsa (koyamıyoruz var olduğunu varsayıyoruz) örnek verelim 46 milyar ışık yılı uzaklıktan çıkan ışık aynaya çarptı ve bize yöneldi. Sorun burada başlıyor. Aynaya varması 1 milyar yılını alıyor. Bize varması ise 45 milyar yıl sürecek. Evrenin genişlemesini bile hesaba katmıyorum. Bize varması için bu kadar süre alması bunun pek de işe yaramayacağını ortaya koyuyor. Evrenin genişlemesini hesaba katarsak bize hiç ulaşmama ihtimali de oldukça yüksek. İlginç değil mi?

Sizin de sorularını olursa yorum yazın. Cevaplamaya çalışırım olmadı benden daha iyi bilen birine cevaplatırım :)

5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Notify of
guest

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

0 Comments
Inline Feedbacks
View all comments