Posts

DÜNYANIN ÇEVRESİNDEKİ RADYASYON KUŞAĞINDA OLAĞAN DIŞI BİR HALKA OLUŞUMU

1958’de Van Allen radyasyon kuşağı keşfedildiğinden beri bu dünyayı çevreleyen kuşağın, yüksek enerji yüklü elektron, enerji yüklü pozitif iondan oluşan iç halka ve yüksek enerji yüklü elektrondan oluşan dış halkadan olmak üzere iki halkadan oluştuğu düşünülüyordu.

Bu yılın şubat ayında bilim insanları şaşırtıcı bir şekilde iç ve dış halkanın arasında kalan üçüncü bir halka keşfettiler.

Yeni araştırmada UCLA bilim insanları bu kuşağı modelleyerek eşi görülmemiş bir davranış sergilediğini keşfettiler. Bu kuşakda Van Allen kuşağında normalde bulunan elektronlardan farklı davranan ultra-relativistik elektron olarak bilinen aşırı enerji yüklü parçacıkların olduğu farkedildi .  Bu kuşak yerküreden 1.000-50.000 km mesafeleri arasında bulunuyor ve o kadar enerji yüklü elektronlarla dolu ki bu elektronlar ışık hızında hareket ediyor.

UCLA Dünya ve Uzay Bilimi departmanından Yuri Shprits “Eskiden bilim insanları Van Allen kuşağındaki tüm elektronların aynı şekilde davranış gösterdiği düşünülürdü fakat şimdi görüyoruz ki Van Allen kuşağı birbirinden farklı davranan elektron katmanlarına sahip” dedi.

Kaynak:

Science Daily-Formation of Unusual Ring of Radiation Around Earth Explained

  1. Yuri Y. Shprits, Dmitriy Subbotin, Alexander Drozdov, Maria E. Usanova, Adam Kellerman, Ksenia Orlova, Daniel N. Baker, Drew L. Turner, Kyung-Chan Kim. Unusual stable trapping of the ultrarelativistic electrons in the Van Allen radiation beltsNature Physics, 2013; DOI:10.1038/nphys2760

Dünya Daha Ne Kadar Süre Yaşama Elverişli Kalacak?

Yeni çalışmaların sonucuna göre dünya nükleer soykırım, göktaşı çarpması veya başka bir felaket gerçekleşmezse 1,75 milyar yıl daha yaşama ev sahipliği yapabilecek.

Fakat bu kıyamet günü senaryoları olmasa bile kozmolojik güçler dünyayı eninde sonunda yaşanmaz bir hale getirecektir. Yeni araştırmalara göre bu günden itibaren 1,75 ve 3,25 milyar yıl gibi bir süre aralığı sonrası dünya yaşanabilir bölgeden çıkıp güneş sisteminin sıcak bölgesine giriş yapacak.

Bu bölgeler suyun durumuna göre tanımlı. Eğer gezegen (güneş sistemi veya başka bir yıldız sisteminde olabilir) yıldızından sıvı su bulundurabilecek kadar uzaksa bu bölge yaşanabilir bölgedir. Güneşe yaklaşıp sıcak bölgeye girildiğinde dünyadaki tüm okyanuslar buharlaşacaktır. Elbetteki böyle bir durumda karmaşık canlılar için -insanlar da dahil- yaşama koşulları dayanılmaz bir hal alacaktır.

Fakat araştırmacıların asıl hedefi dünyanın sonu değil yaşanabilir gezegenleri araştırmaktı.

Dünyada ki gibi karmaşık canlıların evrimi için çok fazla zaman gerekmektedir.

En basit hücre dünyada yaklaşık 4 milyar yıl önce oluştu. İngiltere Doğu Anglia Üniversitesinden araştırma ekibinin başı olan Andrew Rushby “400 milyon yıl önce böcekler, 300 milyon yıl önce dinazorlar ve 150 milyon yıl önce de çiçekli bitkiler vardı.” dedi. Anatomik olarak modern insan sadece 200.000 yıldır var -yani gördüğünüz gibi akıllı yaşam formları için inanılmaz uzun bir zaman gerekiyor-.

Andrew Rushby ve çalışma arkadaşları başka gezegenlerde hayatın evrimleşmesi için gereken süreyi hesaplamak için yeni bir yöntem geliştirdiler: gezegenlerin yaşanabilir bölgede ne kadar zaman geçireceğini tahmin eden bir model. Bu modellerini dünya, mars dahil olmak üzere 8 gezegende uygulayarak 18 Eylülde Astrobiyoloji (Astrobiology) dergisinde yayınladılar.

Dünyanın yaşanabilir bölgede kalma süresini tam olarak 7,79 milyar yıl olarak hesapladılar ve dünya şu an 4,5 milyar yıl yaşında. Diğer gezegenlerde ise bu süre 1 milyar ile 54,72 milyar yıl arasında değişiyor.

Andrew Rushby “Bu koşullar göz önüne alındığında bir sonraki durağımız en iyi ihtimalle Mars olacaktır” dedi. “Çok yakın ve güneşin yaşamı boyunca yani 6 milyar yıl boyunca bu bölgede kalacak” diye ekledi.

Kaynak: Spacecom-How Much Longer Can Earth Support Life?

Yeni Keşifler 300 Yıllık Bir Problemi Çözdü-Dünyanın Çekirdeğinin Dinamikleri

Leeds Üniversitesi bilim insanları 300 yıllık dünyanın çekirdeğinin hangi yönde döndüğü bilmecesini çözdüler.

Dünyanın katı demirden oluşan iç çekirdeği doğuya doğru çok yüksek bir hızda dönerken -geri kalan gezegenden daha hızlı dönüyor demek- erimiş demirden oluşan dış çekirdek ise daha yavaş bir hızda batıya doğru dönüyor.

Aynı zamanda Edmund Halley -aynı zamanda kuyrukluyıldızı keşfeden ünlü insan- 1962 yılında dünyanın jeomanyetik alanının batıya doğru kaydığını tespit etti. Bilim insanları o zaman dünyanın iç çekirdeğinin dış çekirdeğin davranışına göre hareket edebileceğini düşündükleri ilk andı. Gezegen böyle davranıyordu çünkü jeomanyetik alana göre tepki veriyordu.

Keşifler bugün bilim insanlarının dünyanın çekirdeğinin dinamiği ve gezegenimizin manyetik alanının kaynağını anlamalarına yardımcı olabilmesi için Ulusal Bilimsel Akademelerinde yayınlandı.

Son yüzyıllarda sismometreler ile yapılan çekirdekten gelen deprelerin ölçümleri, iç çekirdeğin yüzeye göre doğuya doğru bir süper hızda dönmesi gerektiğini gösterdi.

Leeds Üniversitesi Dünya ve Çevre okulundan Dr. Philip Livermore “Manyetik alan iç çekirdeği doğuya doğru dönmesini zorlarken onun dünyadan daha hızlı dönmesine sebep oluyor aynı zamanda sıvı haldeki dış çekirdeği zıt yönde döndürerek tüm çekirdeğin batıya döndüğü hissini veriyor.” dedi.

Katı iç çekirdeğin büyüklüğü ay kadar. İç çekirdek sıvı demir alaşımla çevrilidir ve bu dış çekirdeğin konveksiyon itkisi jeomanyetik alanı oluşturuyor.

Kaynak:

  • Eurekalert-New insights solve 300-year-old problem: The dynamics of the Earth’s core
  • Leeds Üniversitesi-New insights solve 300-year-old problem: the dynamics of the Earth’s core
  • Science News Line-New Insights Solve 300-year-old Problem: The Dynamics of the Earth’s Core

Bilim İnsanları Yaşamın Temel Yapıtaşlarını Üreten Kozmik Fabrika Keşfettiler

Bilim insanları Aminoasit gibi hayatın temel yapıtaşlarını üreten kozmik fabrika keşfettiler, çalışma bugün Nature Geoscience’da yayınlandı.

Londra İmparatorluk kolejinden bir takım, Kent Üniversitesi ve Lawrense Livermore Ulusal Laboratuvar’ı bir kuyruklu yıldız bir gezegene çarptığında aminoasitin üreyebileceğini keşfettiler. Bu üreme aynı zamanda tamamen kaya olan kuru bir meteorit buzlu bir gezegene çarparsa da gerçekleşebilir.

Read more