Bilimsel haberler ile ilgili yazılarım.

Yaşama Elverişli Olabilecek En Yaşlı Gezegen Bulundu

Astronomlar şu ana kadar keşfedilmiş en yaşlı gezegeni buldular. Yaşama elverişli olduğu düşünülüyor ve üstelik bize oldukça yakın.

Yeni bulunan gezegene Kapteyn b ismi verilmiş. Bize 13 ışık yılı uzaklıkta ve bilim insanlarına göre 11.5 milyar yıl yaşında. Buna göre bizim dünyamızdan 2.5 kat daha yaşlı ve evrenin kendisinden 2 milyar yıl daha geçn sadece. Londra Kraliçe Mary Üniversitesi araştırmayı yürüten yazar Guillem Anglada-Escude “Orada bu kadar sürede evrimleşebilecek yaşam söz konusu olduğunda çok büyük bir merak uyandırıyor” dedi.

Read more

Karina’da Bir Yıldız Kümesi

ESO’nun Şili’de bulunan Paranal Gözlemevi’ndeki MPG/ESO 2.2-metre teleskopu ile alınan bu renkli yeni görüntüde NGC 3590 yıldız kümesi görülmektedir. Buradaki yıldızlar karanlık toz parçalarından ve parlayan zengin gaz bulutların danoluşan dikkat çekici manzarının önünde ışıldamaktadırlar. Bu küçük yıldızsal kümelenme gökbilimcilere bu yıldızların nasıl oluşup evrimleştikleri hakkında ipuçları sağlamaktadır — aynı zamanda kendi gökadamızın fırıldak benzeri kollarının yapısı hakkında da bazı işaretler.

NGC 3590 yıldızlardan oluşan küçük bir açık küme olup Dünya’dan yaklaşık 7500 ışık-yılı uzaklıktadır ve Karina takımyıldızı doğrultusunda bulunmaktadır. Birbirlerine kütleçekim etkisiyle zayıf bir şekilde bağlı düzinelerce yıldıza sahiptir ve yaklaşık olarak 35 milyon yıl yaşındadır.

Küme sadece sevimli değil, ayrıca gökbilimciler için de çok kullanışlı. Bu özel küme üzerinde çalışarak — ve yakınındaki diğerlerini — gökbilimciler, gökadamız Samanyolu’nun sarmal diskine ait özellikleri keşfedebilirler. NGC 3590 gökadamızdaki yerimizden görülebilen bir sarmal kol üzerindeki en büyük tekil parça içinde bulunmaktadır: sarmal Karina bölgesi.

Read more

Magnetar Oluşumundaki Sis Perdesi Aralandı Mı?

Magnetarlar süpernova patlamalarının garip süper-yoğun kalıntılarıdır. Evren’deki bilinen en güçlü mıknatıslardır — Yeryüzü’ndeki en güçlü mıknatıstan milyonlarca kez daha güçlüdür. ESO’nun Çok Büyük Teleskop’unu (VLT) kullanan bir Avrupalı gökbilimci ekibi ilk kez magnetara eşlik eden bir yıldız bulduklarını düşünüyor. Bu keşif magnetarların nasıl oluştuklarının — 35 yıllık geçmişe sahip bir bilmece — ve neden bu özel yıldızın gökbilimcilerin beklediği gibi bir karadelik olarak çökmediğinin anlaşılmasına yardımcı olabilir.

Büyük kütleli bir yıldız bir süpernova patlaması sırasında kendi kütleçekimi ile çökmeye başlar ve bir nötron yıldızı ya da karadelik haline gelir. Magnetarlar sıradışı ve ilginç bir nötron yıldızı türüdür. Tüm bu garip nesneler gibi onlar da küçücük ve olağan dışı bir yoğunluğa — bir çay kaşığı kadar nötron yıldızı maddesi yaklaşık bir milyar ton ağırlığındadır — ve oldukça güçlü manyetik alanlara sahiptirler. Kabuklarında meydana gelen dev gerilmeler sonucu yıldız depremi olarak bilinen ani düzensizlikler nedeniyle magnetar yüzeylerinden çok büyük miktarda gama ışını salınımı olur.

Read more

Bize Oldukça Yakın Bir Süpernova Patlaması Keşfedildi

Astrnomlar son 20 yılın bize en yakın olan süpernova patlamasını keşfettiler. Bizden 12 milyon ışık yılı uzaklıkta (ne yakınmış ama değil mi? = ) )Messier 82 ya da diğer adıyla Puro galaksisinde keşfedilen süpernova bilim insanlarınca kutsal kase olarak tanımlandı. Yani onlar için çok önemli bunu anlayabiliriz.

Dürbünle bile rahatlıkla görülebileceğini söyleyen bilim insanları (Ben şüpheyle yaklaşıyorum. Galaksiyi görsek mutlu oluruz) şöyle bir video paylaşmış. Tavsiyem sesi kısın. Video güzel ama korku filmi müziği koymuşlar resmen. Ne diye koydularsa?

Aşağıda da aradaki farkı gösteren resimleri görebilirsiniz.

Astrnomlar son 20 yılın bize en yakın olan süpernova patlamasını keşfettiler. Bizden 12 milyon ışık yılı uzaklıkta (ne yakınmış ama değil mi? = ) )Messier 82 ya da diğer adıyla Puro galaksisinde keşfedilen süpernova bilim insanlarınca kutsal kase olarak tanımlandı.

Astrnomlar son 20 yılın bize en yakın olan süpernova patlamasını keşfettiler. Bizden 12 milyon ışık yılı uzaklıkta (ne yakınmış ama değil mi? = ) )Messier 82 ya da diğer adıyla Puro galaksisinde keşfedilen süpernova bilim insanlarınca kutsal kase olarak tanımlandı.

Aslında bu konuyla ilgili oldukça şey yazıldı mesela en son şu tarihte şu yerde görüldü tarzında ama onları belirtme gereği duymuyorum. Süpernova nedir diye soran olursa diğer link koyorum ve birazdan da uyuyorum. Herkese iyi geceler.

Kaynak:
Space.com – Exploding Star: New Supernova Discovery Is Closest in Years
Universetoday – Bright New Supernova Blows Up in Nearby M82, the Cigar Galaxy

Tarama Teleskoplarından Gizli Hazineler

ESO’nun Şili’deki Paranal Gözlemevi’nde bulunan VLT Tarama Teleskopu (VST) Deniz Kulağı Bulutsusu’nun zengin detaylara sahip yeni bir görüntüsünü elde etti. Bu dev gaz ve toz bulutu oldukça parlak genç yıldızları meydana getirmekte ve genç yıldız kümelerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu görüntü ESO teleskopları kullanılarak gerçekleştirilen on bir gökyüzü taramasından sadece bir tanesinin küçük bir kısmıdır. Bu taramaların hepsi birlikte küresel gökbilim topluluğu için erişime açık dev bir miras sağlamaktadır.

Deniz Kulağı Bulutsusu yeryüzünden 5000 ışık-yılı uzaklıkta, ünlü Yay takımyıldızı doğrultusunda yer alan şaşırtıcı bir nesnedir. Diğer adı Messier 8 olan bu dev bulut 100 ışık-yılı genişliğinde olup içerisindeki gaz ve toz bulutlarından yeni yıldızlar meydana gelmektedir [1]. 16 000 piksel genişliğindeki bu yeni görüntü Şili’nin kuzeyindeki ESO’nun Paranal Gözlemevi’nde bulunan gökyüzü taramaları için özel olarak tasarlanan VLT Tarama Teleskopu (VST) ile elde edilmiştir.

Deniz Kulağı Bulutsusu yeryüzünden 5000 ışık-yılı uzaklıkta, ünlü Yay takımyıldızı doğrultusunda yer alan şaşırtıcı bir nesnedir. Diğer adı Messier 8 olan bu dev bulut 100 ışık-yılı genişliğinde olup içerisindeki gaz ve toz bulutlarından yeni yıldızlar meydana gelmektedir [1]. 16 000 piksel genişliğindeki bu yeni görüntü Şili’nin kuzeyindeki ESO’nun Paranal Gözlemevi’nde bulunan gökyüzü taramaları için özel olarak tasarlanan VLT Tarama Teleskopu (VST) ile elde edilmiştir.

Deniz Kulağı Bulutsusu yeryüzünden 5000 ışık-yılı uzaklıkta, ünlü Yay takımyıldızı doğrultusunda yer alan şaşırtıcı bir nesnedir. Diğer adı Messier 8 olan bu dev bulut 100 ışık-yılı genişliğinde olup içerisindeki gaz ve toz bulutlarından yeni yıldızlar meydana gelmektedir [1]. 16 000 piksel genişliğindeki bu yeni görüntü Şili’nin kuzeyindeki ESO’nun Paranal Gözlemevi’nde bulunan gökyüzü taramaları için özel olarak tasarlanan VLT Tarama Teleskopu (VST) ile elde edilmiştir. Görüntünün daha detaylı olarak incelenebilen halinde, bu nesneye ait daha dikkat çekici bölgeler ayrıntılı bir şekilde incelenebilmektedir.

Deniz Kulağı VST ile kasten görüntülenmemiştir, burası Samanyolu’nun çok daha geniş bir alanını kapsayan ve VPHAS+ adı verilen dev gökyüzü görüntüleme gözlemlerinin bir parçası olarak yer almaktadır. VPHAS+, VST kullanılarak görünür ışıkta gerçekleştirilen üç tarama gözleminden biridir. Bunlar VISTA tarama teleskopu ile yapılan altı adet kırmızı-ötesi gökyüzü tarama gözlemiyle tamamlanmaktadır.

Bu taramalar modern gökbilimde çoğu önemli problemin çözülmesini hedeflemektedir. Bunlar arasında, karanlık enerjinin doğası, Evren’in erken dönemlerindeki parlak kuasarların bulunması, Samanyolu’nun yapısının ortaya çıkarılması buradaki gizli ve beklemedik nesnelerin araştırılması ile komşu Macellan Bulutları’nın detaylı bir şekilde incelenmesi ve çoğu diğer konular bulunmaktadır. Tarihi tecrübeler genellikle bu tür taramalarla beklenmedik şeylerin bulunabildiğini ve bu sürprizlerin gökbilim araştırmalarındaki gelişmeler için önemli bir yere sahip olduklarını göstermektedir.

VISTA ve VST ile birlikte dokuz görüntüleme taramasına ek olarak diğer ESO teleskoplarınca yürütülen iki ilave tarama gözlemleri de şu anda yürütülmektedir. Biri, Gaia-ESO Taraması olup, Paranal’daki Çok Büyük Teleskop kullanılarak Samanyolu gökadasında bulunan, 100 000’in üzerindeki yıldızın özelliklerini ortaya çıkarmayı ve diğeri (PESSTO) ise La Silla’daki Yeni Teknoloji Teleskopu ile süpernovalar gibi kısa süreli nesnelerin takip edilmesini amaçlamaktadır [2].

Bu taramalardan bazıları 2010 yılında başlamıştır, diğerleri ise çok yakın bir zamandan beri sürmektedir, ancak hepsi ile alınan veriler şu anda ESO arşivi [3] ile tüm dünyadaki gökbilimcilerin erişimine açık olarak sunulmaktadır.

Halen yürütülmekte olsalar da, gökyüzü taramaları gökbilimcilerin birçok keşif gerçekleştirmelerini sağlamıştır. Bu yeni sonuçlardan sadece bir kaç tanesi VVV taraması ile bulunan yeni yıldız kümelerini (eso1128, eso1141), Samanyolu gökadamızın merkezi bölgesinin en iyi görüntüleri (eso1242, eso1339), kırmızı-ötesi gökyüzünün çok derin bir görüntüsü (eso1213), ve çok kısa bir zaman önce, şimdiye kadar keşfedilen en uzak kuasalardan bazılarını (VISTA VIKING taraması ile) içermektedir.

Erişime açık ESO Taramaları önümüzdeki yıllarda da devam edecektir ve gökbilim açısından taşıdıkları miras ise gelecek on yıllara uzanacaktır.

Notlar

[1] ESO bu nesneye ait birçok dikkat çekici veri üretmiştir — bunlar arasında özellikle GigaGalaxy Zoom projesi (eso0936) kapsamında elde edilen 370-megapiksel büyüklüğündeki görüntü öne çıkmaktadır — ve Deniz Kulağı’nın kırmızı ötesindeki keşfini (eso1101) tamamen farklı bir görünümle gözler önüne seren VISTA (Görünür ve Kırmızı-ötesi Gökbilim Tarama Teleskopu) VVV taraması ile elde edilen görüntü yer almaktadır.

[2] On bir adet tüm taramalara ait ayrıntılı bilgiler burada erişime açık olarak sunulmuştur ve şimdiki durumları ve sonuçları hakkındaki kapsamlı bir çalışma ESO Messenger dergisinin son sayısında özel olarak yer almıştır.

[3] On bir ESO tarama projesine ait veri sunumlarının özeti buradan erişime açıktır.

Bu bir ESO Basın Bülteni çevirisidir eso1403.

ALMA Süpernova Toz Fabrikası Buldu

Atacama Büyük Milimetre/milimetre-altı Dizgesi (ALMA) ile yapılan dikkat çekici yeni gözlemlerle, teleskop ilk kez, yakın zamanda gerçekleşen bir süpernovaya ait kalıntıların yeni oluşmuş tozlarla dolu olduğunu tespit etti. Eğer bu tozlar yeterli miktarda yıldızlar-arası ortama geçiş yapıyorlarsa, çoğu gökadanın nasıl olup da tozlu ve karanlık görünüşe sahip olduğu açıklanabilir.

Gökadalar kayda değer biçimde tozlu yerler olabilmektedirler [1] ve özellikle Evren’in erken dönemlerinde gerçekleşmiş olan süpernova patlamaları bu tozun ana kaynağı olabilir. Ancak bir süpernovanın toz-üretme yeteneğine ait doğrudan kanıtlar şimdiye kadar zayıf kaldı, ve genç, uzak gökadalarda bulunan verimli miktardaki tozdan sorumlu tutulamadılar. Ancak şimdi ALMA ile yapılan gözlemler bu durumu değiştiriyor.

Read more